Zayıflama, kilo verme veya daha ileri boyut için obezite kısmı birçok danışan ve danışan adayının canını sıkmakta. Sosyal ve mental açıdan zorlanmanın yanında kronik hastalıkları da gözler önüne sermektedir.
Birçok iş yeri teknolojinin gelişmesi ve pandemi sonrası ile değişen iş hayatıyla masa başı veya hibrit çalışma düzenine adapte olmuştur. Masa başı ve hibrit çalışma düzeni ise beraberinde fiziksel aktivite düzeyini sıfıra indirmiştir. Hareketsizlik ve paketli gıda tüketiminin artması hafif şişmanlık ve obeziteyi tetiklemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü; Türkiye’nin Avrupa’da obezitede birinci sırada olduğunu açıklamıştır. Obezite ve zayıflama meseleleri çağımızın en büyük hastalığıdır. Hem çocuklar hem de yetişkinler olmak üzere geniş bir yaş yelpazesini kapsayan bu hastalık birçok kronik hastalığı da beraberinde getirmektedir. Obezite; diyabete, insülin direncine, kolesterol yüksekliğine, tansiyon yüksekliğine de sebep olabilmektedir.
Obezitenin oluşumunda çevresel ve genetik faktörler yer almaktadır. Genetik açıdan ailede kilolu bireylerin varlığı obezite gelişme riskini arttırmaktadır. Yaş, cinsiyet, hormonal sistemde bozukluklar, hareketsiz yaşam gibi faktörler ise obezite oluşumunu tetikleyen faktörlerdendir.
Obezitenin tanımlanmasında sadece BKİ (Beden Kütle İndeksi) değil; bel çevresi, kalça çevresi ve bel kalça oranı da önemli rol oynamaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği referans değerlere göre;
Bel çevresi kadınlarda 80 cm’den, erkeklerde 94 cm’den fazla olması obezite açısından riskli olarak değerlendirilmiştir. Kadınlarda 88 cm ve erkeklerde 102 cm ve üzeri bel çevresi değerleri obez olarak değerlendirilmiştir.
Bel kalça oranı kadınlarda 0.85, erkeklerde 0.90 ve üzeri olması obez olarak değerlendirilmiştir.
Zayıflama sürecinizde yazılan diyet listesinin kişinin yaşam tarzına ve beslenme alışkanlıklarına uygun olması gerekmektedir. Bu durum danışanın kilo verme sürecinde diyetinden kopmaması açısından çok önemlidir. Diyet listeleri iyi bir danışan-diyetisyen iletişimi ile danışanı tanıyarak yazılmalıdır. Zayıflama sürecinde danışanın diyetten kopmaması için gereken takip, yönlendirme ve motivasyon psikolojik açıdan gereklidir. Psikolojik yana ek olarak danışanın beslenme alışkanlıklarındaki yanlışların tespit edilmesi diyete uyumu kolaştırır. Aynı zamanda bu yanlışların danışana gerekçeleriyle birlikte anlatılması da diyete uyumu kolaylaştırmaktadır. Danışan ve diyetisyenin görüşme sıklığı, diyetten kopmaması sağlayan bir diğer faktördür. Düzenli yapılan görüşmeler danışanın motivasyonunu arttırmaktadır.
Çocukluk çağı obezitesi ve daha fazla merak ettiğiniz birçok soru ve detayı yüz yüze konuşmak isterseniz ofisimize gelebilir veya telefon numaramızı arayarak sorabilirsiniz.